Albert Bitran, 1949 yılında mimarlık eğitimi almak üzere Paris’e gider. Burada, kentin II. Dünya Savaşı sonrasındaki sanat ortamına damgasını vurarak estetik araştırmalarını renk ve geometri üzerine kuran Paris Ekolü’nün aktörleriyle tanışır. Bu sanatçılardan etkilenerek çok geçmeden mimarlık eğitiminden uzaklaşıp soyut resim ile ilgilenmeye başlayan sanatçı, temelde geometrik soyut olarak adlandırılan çalışmalar sergiler. Bir süre sonra tekrar odaklı geometrik formlardan uzaklaşan Bitran, sanat hayatının ilerleyen yıllarında dışavurumcu bir tavırla kendine özgü bir dil oluşturarak lirik soyut olarak değerlendirilen yapıtlar üretir. Aynı anda birden fazla yapıt üzerinde çalışan sanatçının tuvalleri çok katmanlı bir yapıya sahiptir. Sanatçı resimlerinde tuvalin dokusundan yararlanarak lekeye ilişkin soyutlamalar ve mekâna ait alanlar yaratır. Kâğıt çalışmalara ayrı bir merakı olan sanatçı, 1950’lerin ortasında litografi tekniği, 1960’larda ise gravür üzerine yoğunlaşarak üretimlerini sürdürür.
Bitran’ın 1959’da tuval üzerine çalıştığı “Atölye” adlı yapıt,
sanatçının 1950’lerin sonunda geliştirdiği atölye ve iç–dış mekân temalarını irdeler.
Resim
Tuval üzerine karışık teknik
200 x 250 cm
İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu
Ceyda - Ünal Göğüş Bağışı