EŞKIYA ( THE BANDIT ) , 1996
Türkiye | 35mm, Renkli, 121’ | Türkçe;İngilizce altyazılı
Yönetmen: Yavuz Turgul
Oyuncular: Şener Şen, Uğur Yücel, Kamuran Usluer, Sermin Hürmeriç, Yeşim Salkım, Ülkü Duru, Özkan Uğur, Kayhan Yıldızoğlu
Hem yapıldıkları dönemin politik manzarasına iddialı bir pencere açan çıkışlarıyla, hem de en ıssız zamanlarında salonlara çektiği seyirci sayısıyla 20 sene arayla sinemamızın kaderini değiştirmiş bu iki filmi birlikte görmek, aradan geçen yirmi seneye bakışınızı değiştirebilir. Arkadaş, Cemil (Kerim Afşar) ve Azem (Yılmaz Güney) adlı köy kökenli iki eski arkadaşın birbirinden ayrılıp farklı hayatlar kurduktan epey sonra tekrar bir araya gelmesini konu alır. Cemil şehre gelip uyum sağlamış, ya da 'özünü unutup, yoldan çıkmış', Azem'se değerlerine sadık kalmıştır. Azem karakteri her tür keyiften özellikle cinsel arzudan arındırılmıştır. Dünyanın bütün yükü her an omuzlarındadır ve bu yükü kendisiyle paylaşmayan insana tahammülü yoktur. Neredeyse bedensiz olarak sunulan Azem, hatalar yapabilen bir insan değil, üzerine türlü ideallerin yazılacağı lekesiz bir sayfadır adeta. Azem gibi bir örnekle kıyasladığımız her karakter düşüncesiz ve zalimdir. Muhteşem otoban sahnesine rağmen, Arkadaş'ın siyasi söylemi yetersizdir. Güney'in çerçevesinde en çok göze batan, başımıza gelen bütün felaketlerin sorumlusu olarak gösterdiği şehirli, orta sınıf kadına (Azra Balkan) olan kinidir. Güney, politik iklimimizde yıllara meydan okuyacak bu efkârlı solcu ağabey kimliğini Azem karakteriyle ölümsüzleştirir. Azem ayrıca Güney'in bu filmden itibaren çıkacağı yolculukta dillendirmeden idealize edeceği Kürt kimliğidir. Bu kimlik Yavuz Turgul'un köyü yakılan ve dağa çıkan efsanevi kahramanı Baran'la (Şener Şen) masalsılaşır. Aslında Eşkıya filmi de aynen Arkadaş gibi yolları ayrılan iki eski arkadaşın, Baran ve Berfu'nun (Kamran Usluer), buluşma hikâyesidir. Fakat durum çetrefillenmiş, sorunlar iyice içinden çıkılmaz hale gelmiştir. Bazı şeylerse değişmeden kalır: Yine en büyük kazığı şehirli kadından (Yeşim Salkım) yer, gerçek düşmanı elimize geçiremediğimiz için, yine bütün hıncımızı ondan alırız. Hafızalara kazınmış unutulmaz sahnelerle dolu bu iki filme bir de birbirinin devamı olarak bakalım.
Serazer Pakerman