İstanbul Modern Sinema, Goethe-Institut Istanbul işbirliğiyle, ilk gösterimi son bir yıl içerisinde gerçekleşmiş Alman filmlerinden bir seçkiyi sinemaseverlerin beğenisine sunuyor.
İzleyici ve eleştirmenlerin karşısına ilk kez Berlin, Cannes, Venedik, Toronto, Sundance gibi festivallerde çıkan 8 filmlik seçki, hayli ironik bir biçimde, “Her Şey Tıkırında” olarak adlandırılmış. Zira programdaki filmlerin hemen hepsinin ortak özelliği, ister geçmişe baksınlar, ister bugüne ya da ister kişisel bir hikâye anlatsınlar, ister evrensel, yolunda gitmeyen şeylere dikkat çekmeleri.
ULRIKE OTTINGER FİLMLERİ
4 – 11 Haziran
İstanbul Modern Sinema, Goethe-Institut Istanbul işbirliğiyle, izleyicisinin karşısına Alman sinemasının feminist kanadının en önemli temsilcilerinden Ulrike Ottinger’in filmlerinden oluşan retrospektif bir seçkiyle çıkıyor.
Farklı sanat dallarına olan ilgisi nedeniyle interdisipliner bir film dili geliştiren Ottinger’in filmleri, absürt teatral mizansenleri ya da fotoğraf karelerini anımsatan resimsel görsellikleri kadar, belgesel ve kurmaca arasında gidip gelişleriyle de farklı bir izleme deneyimi sunuyor. Seçkide yer alan “Sürgün Şangay” ve “Moğolistanlı Jean d'Arc” yönetmenin en önemli filmleri arasında kabul edilmektedir.
Retrospektifte Ottinger’in ilk gösterimi Şubat ayında Berlin Film Festivali’nde yapılan son filmi “Kore Çeyiz Sandığı” da yer alıyor.
KORE ÇEYİZ SANDIĞI
82’, Renkli, 2009
“2007 yılının sonbaharında Kore’den gelen bir maili açtığımda, biraz sonra mucizelerle dolu bir kutuyla karşılaşacağımı ve kutunun içeriğinin bir film için ilham kaynağı olacağını bilmiyordum. ‘Kore Çeyiz Sandığı’, şimdi her yerde oluşan megakentler ve onların çelişkili ahalisi üzerine modern bir masal. Şimdiki zamana bir yolculuk.” (Ulrike Ottinger)
PRATER
107’, Renkli, 2007
“Prater”, baştan çıkaran görüntüleriyle Viyana’nın sevilen eğlence parkını etkileyici bir sinema deneyimine dönüştürüyor. Prater’i Prater yapan ailelerin üyeleri, gösteri hayatını anlatıyor. Bugünün ve geçmişin Prater ziyaretçileriyle birlikte yerimizden kalkmadan yolculuklara çıkıyoruz: Viyana, kanallarıyla, Rialto Köprüsü’yle, Ducale Sarayı’yla bir küçük Venedik’e dönüşüyor. Bizi tüm bunların üzerine taşıyan Prater’deki dev dönmedolap, Viyana’nın çatılarına yukarıdan bakmamızı sağlıyor.
SÜRGÜN ŞANGAY
275’, Renkli, 1997
Savaş zamanında, Alman, Avusturyalı ve Rus altı Yahudi’nin Şangay’da kesişen yollarını anlatan bu film, mülakatlar, belgeler, fotoğraflar ve Şangay’ın bugünkü görüntüleri eşliğinde sürgündeki yaşamların izini sürüyor. İnce bir mizahla zenginleşmiş bu büyüleyici film, Uzakdoğu’nun en müthiş kentlerinden Şangay’ın kaybolan eski Yahudi dünyasını hatırlatan eşsiz bir kültürel yolculuk...
MOĞOLİSTANLI JEAN D’ARC
1989, 165’, Renkli
“Bir grup kadının bir Moğol kadın savaşçılar kabilesi tarafından kaçırılması üzerine üç dilli bir öykü ve heyecan verici bir film. Öykünün temelinde, yalnızca Moğol yerlilerle Avrupalı ve Amerikalıların arasındaki değil, aynı zamanda farklı kişiliklere sahip tiplemelerin de arasındaki kültürel etkileşim ve karşıtlık yatıyor. Tümüyle Moğolistan’da çekilen film, izleyiciye bu uzak ülke üzerine ilginç fanteziler ve imgeler sunuyor.
BİR ALKOLİĞİN PORTRESİ
107’, Renkli, 1979
“Sie” adında zengin ve şık bir kadın Berlin’e taşınır. Amacı, kendini tamamen alkolizme teslim etmektir. Orada başka bir kadınla, “Bahnhof Zoo’nun Alkoliği” ile karşılaşır. Bu kadın, toplumsal açıdan düşüşü temsil etmektedir, ama yine de hayata karşı “Sie”den daha pozitif bir duruşu vardır. “Sie” çeşitli barlarda kendini içkiye verir, birçok kâbus yaşar. Bu kâbuslarda farklı meslekler icra etmektedir. “Kesin İstatistik” veya “Aklın Yolu” gibi adlar taşıyan farklı kadın figürleri durumu yorumlar.
DORIAN GRAY’İN MAGAZİN BASININDAKİ PORTRESİ
152’, Renkli, 1984
Filmin başlığı içerdiği karmaşıklığa uygundur. Ottinger’in üzerinde çalıştığı Dorian Gray hikâyesinde başkarakter Delphine Seyrig’in oynadığı Dr. Mabuse. Çevirdiği dolaplarla Alman Dışavurumcu sinemanın şeytanî doktorunu aratmayan bu kadın yöneticinin uluslararası medya şirketini büyütmek için korkunç bir planı vardır.
UCUBE ORLANDO
126’, Renkli, 1981
Ulrike Ottinger’den beş bölümden oluşan küçük bir dünya tiyatrosu. Hata, yetersizlik, iktidar hırsı, korku, delilik, zulüm ve günlük yaşam gibi konuları kapsayan “dünya tarihi”, başlangıçtan bugüne “uçuk” insan örnekleri üzerinden anlatılmaktadır.
AĞUSTOS ORTASI SONU (MITTE ENDE AUGUST), 2009
Almanya | 35mm, Renkli, 92’ | Almanca
Yönetmen: Sebastian Schipper
Oyuncular: Milan Peschel, Marie Bäumer, André Hennicke
ANONYMA – BERLİN’DE BİR KADIN
(ANONYMA - EINE FRAU IN BERLIN), 2008
Almanya, Polonya | 35mm, Renkli, 131’ | Almanca, Lehçe
Yönetmen: Max Färberböck
Oyuncular: Nina Hoss, Evgeniy Sidikhin, Irm Hermann
BİZİM KÖYÜN PUNKLARI (DORFPUNKS), 2009
Almanya | 35mm, Renkli, 90’ | Almanca
Yönetmen: Lars Jessen
Oyuncular: Cecil von Renner, Ole Fischer, Pit Bukowski
BULUTLARIN ÜSTÜNDE (WOLKE 9), 2008
Almanya | 35mm, Renkli, 98’ | Almanca
Yönetmen: Andreas Dresen
Oyuncular: Ursula Werner, Horst Rehberg, Horst Westphal
JERICHOW, 2008
Almanya | 35mm, Renkli, 93’ | Almanca, Türkçe
Yönetmen: Christian Petzold
Oyuncular: Benno Fürmann, Nina Hoss, Hilmi Sözer
LULU & JIMI, 2008
Almanya, Fransa | 35mm, Renkli, 95’ | Almanca, İngilizce
Yönetmen: Oskar Roehler
Oyuncular: Jennifer Decker, Ray Fearon, Katrin Sass
PUPA YELKEN (RÜCKENWIND), 2009
Almanya | 35mm, Renkli, 75’ | Almanca, İngilizce
Yönetmen: Jan Krüger
Oyuncular: Sebastian Schlecht, Eric Golub, Iris Minich
YÜREK KARANLIK BİR ORMANDIR
(DAS HERZ IST EIN DUNKLER WALD), 2007
Almanya | 35mm, Renkli, 83’ | Almanca
Yönetmen: Nicolette Krebitz
Oyuncular: Nina Hoss, Devid Striesow, Bella Brunnet