Amsterdam’daki Gerrit Rietveld Akademisi’nde görsel sanatlar eğitimi aldıktan sonra Amsterdam ve İstanbul arasında çalışmalarına devam eden Servet Koçyiğit, hayatının çeşitli dönemlerinde Almanya, Fransa, İsrail ve Gürcistan gibi dünyanın farklı noktalarında yaşar ve çalışır.
Yaşadığı yerlere dair hem içeriden biri gibi hem de dışardan yaptığı gözlemlerini yerel konu ve bağlamlar ile küreseli bir arada düşünerek sanatsal pratiğine yansıtır. Bağlamından koparttığı gündelik sorunlar, bilinen işlevler, rutin meşgaleler, sıradan ev aletleri ya da buluntu nesnelere yeni anlamlar kazandırmak ya da başka bir bağlamda yeniden ele alarak ifade etmek icin müdahale eder. Gelenekler, yerel yaşam tarzları, kültürel kodlar ve bunlara bağlı yargı ve catışmalar Koçyiğit’in sıklıkla işlediği temalar arasındadır. Türkiye’deki mizah geleneğinden etkilendiğini belirten sanatçının yapıtları incelikli ve şiirseldir.
Sanatçının üzerine çalıştığı haritalama metodolojisinin ilk örneklerinden "Uçlar", Koçyiğit’in bir yandan kişisel araştırma ve soruşturmalarının birer senteziyken bir yandan da sanatçının yaşadığı çevreyi sosyo-ekonomik ve zihinsel açıdan anlama çabasına işaret eder. Çalışmada Afrika’dan Hindistan’a imge haline gelen desenleri içeren kumaşlarla adeta coğrafi bir yol haritası yaratır.
Bu haritalandırmayı her bir bölgenin temsili haline gelmiş, izleyicinin aşina olduğu kumaş desenleriyle ilişkilendirerek oluşturan Koçyiğit, zengin bir renk çeşitliliği kullanarak didaktik bir söylem yerine, izleyiciye kendi okumasını yapabileceği bir alanı bırakmayı ihmal etmez.
Resim
Tekstil kolajı, akrilik ve mürekkep
170 x 120 cm
İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu