Hasan Vecih Bereketoğlu ilk resim derslerini hukuk eğitimi gördüğü sırada, Halil Paşa’dan alır. Resme karşı ilgisi hukuk eğitimini gölgede bırakınca, tamamen sanatla ilgilenmeye başlar. 1923 yılında Paris’te Julian Akademisi’nde resim dersleri alır ve döndükten sonra bir süre İstanbul’daki Güzel Sanatlar Derneği’nin başkanlığını yapar.
Bereketoğlu, İstanbul’dan pek çok sayfiye yerini farklı mevsimlerde ve günün değişik saatlerinde inceler ve betimler. “Salacak” adlı çalışmanın da örneklediği, sanatçının suya duyduğu özel ilgidir. Yapıtlarında genellikle dere kenarlarını ve nehirleri konu edinen sanatçı, döneminde sıklıkla rastlanan İzlenimci üslubu benimser. Bereketoğlu’nun serbest ve işlek fırça izleri, İzlenimciliğin karakteristik özelliklerini daha yerel bir ışık, renk ve konu anlayışıyla birleştirir. Sanatçının fırça izleri çizgisel olmayıp, imgeleri çizgi üzerinden tanımlamaz. Kesik ve kırık boya lekelerinden oluşan şekiller, objeleri ve tabiatı sadece çevrelemez, hacim katar. Bereketoğlu’nun resimleri nesnesel yoğunluğa sahiptirler. Nesnelerin tensel ve fiziki somutluğu, İstanbul semtlerine gerçeklik, yaşanmışlık ve şiirsellik katar.
Resim
Tuval üzerine yağlıboya
54 x 73,5
İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu
Oya - Bülent Eczacıbaşı Bağışı