Hale Asaf, 1905-1938

Resim eğitimine 1919 yılında Roma’da teyzesi Mihri Müşfik’in yanında başlayan Hale Asaf, 1920’de Paris’e geçer. 1921’de Berlin Güzel Sanatlar Akademisi’ni kazanır, burada Prof. Arthur Kampf’tan dersler alır. Geri döndüğünde kısa bir süre İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde ve İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim görür. Avrupa sınavını kazanarak 1926 yılında Maarif Vekaleti tarafından gönderildiği Münih’te, Lovis Corinth’in öğrencisi olur. Ardından Académie de la Grande Chaumiére’ye devam ederek, André Lhote atölyesinde çalışır. Sanatçı, 1928’de İstanbul’a döndüğünde Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar birliğinin kurulmasında görev alır. 1931 yılında sağlık sorunları nedeniyle Paris’e giden Hale Asaf ölümüne kadar yaşamını orada sürdürür.

Hale Asaf’ın şişe etüdü, Kübist uzam analizinin açık bir örneğini oluşturur. Üç boyutlu bir gerçekliği iki boyutlu bir yüzeyde temsil etme sorunu, Rönesans’tan bugüne Batı sanatının en önemli kaygılarından biri olagelip, matematiksel perspektif de bu konudaki baskın çözüm olarak kabul görür. Kübistler, gerçekliğin betimlenmesinden çok, üç boyutlu uzam yanılsamasına dayandığı gerekçesiyle bu çözümü sorgular. Buna bağlı olarak, Kübist sanatçıların eserleri nesneleri aynı anda birçok farklı bakış açısından göstermeyi amaçlar. Resimde, şişenin çevresi, uzamı düz bir yüzey olarak gösteren, doğal-olmayan, kesin açılı renk bloklarıyla tasvir edilir. Bu eğilim şişeye yandan, masaya da yukarıdan bakılıyormuş izlenimi verir. Arka planda olduğu gibi, şişenin yüzeyleri, tüm kompozisyonu birleştiren bir yüzey deseni oluşturan, şiddetli fırça darbeleriyle yapılmış kalın renk bloklarıyla tasvir edilir.