Ahmet Ertuğ 1974’te Londra’da Architectural Association School of Architecture mimarlık bölümünden mezun olduktan sonra İngiltere, İran ve Türkiye’de çalışmaya başlar. 1972’de Londra’da başlayan fotoğraf çalışmaları, İran’daki eski Pers yerleşimleri ve Japon geleneksel mimarisi üzerine yürüttüğü araştırma ve fotoğraf projeleriyle devam eder. Ertuğ, Japonya’dan sonra İstanbul’a dönerek tarihi şehrin koruma planının hazırlanmasında görev alır. Şehrin tarihi bölgeleri üzerine edindiği birikim onu Bizans, Osmanlı ve Roma mirasları üzerine çalışmaya yönlendirir. Büyük format 20 x 25 cm kamerayla görüntülediği mimari, heykel ve manzara fotoğrafları, renkleri ve detayları tüm gerçekliğiyle ortaya koyar.
Ertuğ’un Ayasofya fotoğraflarının ve dünyanın en ünlü opera ve kütüphanelerini belgelemesinin ardından ortaya çıkan Kubbe serisi mimarinin en ikonik alanına odaklanır. Kubbeler ilahi bir sığınak, cennetin ve gökyüzünün temsili gibi sembolik anlamlar taşımanın yanı sıra, görkemli yapılarıyla mimarinin sınırlarını da zorlar. Bizans mimarisinin sembolü haline gelmiş olan Ayasofya da, görkemli kubbesiyle mimari tarihinde bir dönüm noktasıdır.
Fotoğraf
Kromojenik baskı
207 x 180 cm
Oya – Bülent Eczacıbaşı Koleksiyonu
İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun Süreli Ödünç