1938 Almanya doğumlu Hans-Georg Kern, Nazi Almanyası’ndan sonra adını doğum yeri olan Deutschbaselitz’e atıfta bulunarak Georg Baselitz olarak değiştirir. İlk önce Doğu sonra Batı Berlin’de farklı akademilerde eğitimini sürdürürken Dadaist, Sürrealist ve diğer Avrupalı sanatçıları yakından takip eder.
Çalışmalarında 16. yüzyıl Alman geleneksel ahşap baskılarından, Afrika’nın yerel heykellerinden, Wassily Kandinsky’nin ve Kazimir Malevich’in teorilerinden, Friedrich Nietzsche, Charles Baudelaire, Comte de Lautréamont ve Antonin Artaud’nun yazılarından etkilenir. 1961 ve 1962’de Pandämonium adlı manifestosunu yayınlar. Gravür tekniğinde ustalığını kanıtlamış olan sanatçı çalışmalarında, kökleri Art Brut’e ve psikotik sanata dayanan kişisel, ifadeci figürleri, vücut ve cinsel imgeleri sembolik bağlamda ele alır. Sıradan olana karşı bir tavır benimseyen sanatçı, Almanya tarihine özgü çalışmalarında Nazi döneminden kalan sıkıntıları; yıkıntılar, asiler, çobanlar, ağaçlar ve savaş gazilerini resimlerine taşır. Resimlerinde yer alan bu biçimler melankoli imgesini yeniden üretir ve merhamet duygusunu yok eder. Kullandığı malzeme, içerik ve kompozisyonunda yarattığı gerilimle insanlığın durumunu sorgular.
Georg Baselitz’in ilgi uyandıran büyük boyutlu ters portre ve manzara betimlemeleri 1969 yılında başlar. Bu yöntemi seçmesinin ardındaki nedenler arasında, otoriteye karşı gelmek, kendi resim yapma hızını yavaşlatmak, motifin algılanma aşamasında izleyiciyi rahatsız ederek sabit bir bakıştan uzaklaştırmak sayılabilir. Sanatçının “Aus Gelbrotorange wird Blaudunkel” adlı yapıtında ve diğer çalışmalarında olduğu gibi güçlü fırça darbeleriyle yarattığı deformasyona uğramış, baş aşağı duran imgeler; geçmişte yaşadığı sürece ve bugünün kurgulanmış karamsarlığına karşı tepki niteliğindedir.
Resim
Tuval üzerine yağlıboya
290 x 208 cm
Oya – Bülent Eczacıbaşı Koleksiyonu
İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun süreli ödünç