İstanbul’da dünyaya gelen sanatçı, doğduğu yıl ailesi Cenevre’ye yerleşince, 12 yaşına kadar İsviçre’de yaşamıştır. Abidin Dino, I. Dünya Savaşı’nın ardından İstanbul’a döner. Robert Koleji’nde başladığı eğitimini resim ve karikatüre duyduğu ilgi nedeniyle yarıda bırakır. 1933 yılında Nurullah Berk, Cemal Tollu, Zeki Faik İzer, Elif Naci ve heykeltıraş Zühtü Müritoğlu ile birlikte “d Grubu” topluluğunu oluşturur.
Hayatının ikinci yarısında daha çok Paris’te yaşamış olan, kendi kendini yetiştirmiş ressam Abidin Dino, Fransız sanat dünyasının aktif bir parçası olmuştur. 1959 yazında ilk kez olarak tatilini Fransa’nın güneyinde, sanatçılar ve entelektüeller arasında popüler bir tatil yöresi olan Antibes’de geçirir. Bütün eserlerinde olduğu gibi, bu resim de, doğayı ışığın ve karanlığın etkileşiminin yarattığı bir soyut biçimler oyununa dönüştürerek, anahtar biçimsel unsurlarını çevremizdeki dünyadan çıkarır. Serginin bu bölümündeki diğer peyzajların çoğunun tersine, bu resim, peyzajı doğal dünyanın bir temsili olarak değil, gözün algısı vasıtasıyla onu yeniden inşa etmenin bir aracı olarak sunar. Tuvaldeki biçimlerin adalar ya da dalgakırandaki kayalar ya da iskeleye demirlemiş bir tekne olduğu hayal edilebilir ama bu soyutlamada ne tür doğal biçimler hayal edilirse edilsin, her şeyden çok yazın karşıtlıkları algılanabilir: serin suya karşı sıcak hava ve karanlık gölgeye karşı parlak günışığı.
Resim
Tuval üzerine yağlıboya
65 x 81 cm
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Koleksiyonu
İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun süreli ödünç