Güngör Taner, 1941

Güngör Taner, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Resim Bölümü’nde, Nurullah Berk Atölyesi’nde öğrenim görür. 1971’de Salzburg Yaz Akademisi’nde çalışmalar yapar. Türk resminde Sabri Berkel, Nejad Devrim, Zeki Faik İzer gibi ilk soyut dönem ressamları ile bu kuşağı izleyen Adnan Çoker, Burhan Doğançay resminin bir uzantısı olarak da değerlendirilen Güngör Taner’in resimleri, kendi deyişiyle “armoniye giden yolda, çeşitli kontrastların belli bir hareket ve ritim içerisinde kullanılması” sonucunda oluşur. Dinamik leke, renk ve çizgi kombinasyonu, Taner’in resimlerine espas içinde görsel bir devinim atmosferi kazandırır.

Taner’i ilgilendiren temel sorun, başından beri ritim ve müzikalitedir. Bu ritim, eseri oluşturan plastik öğelerin her biri için geçerlidir. Resimlerinde egemen olan hareketli soyut yapı, giderek daha ritmik, ölçülü ve bütünün parçaları haline gelir. Müziğe olan yakın ilgisi, sanatçının eserlerinde ritim ve müzikaliteye önem vermesine neden olur, “Andromeda II” de görüldüğü gibi, Taner armoniyi çeşitli karşıtlıklar üzerine kurgular.