Aşk ve politika, sessiz bir perdeden

Aşk ve politika, sessiz bir perdeden

İstanbul Modern, küratörlüğünü Paolo Colombo’nun üstlendiği, dört sanatçının çalışmalarını içeren 7.Video Programı’nı sunuyor

Calyon-Credit Agricole Group’un katkılarıyla

Küratörlüğünü Paolo Colombo’nun üstlendiği "Aşk ve politika, sessiz bir perdeden" başlıklı 7.Video Programı’nda Alessandro Pessoli, Hiraki Sawa, Boyd Webb ve Saskia Olde Wolbers’in çalışmaları "aşk ve politika" temasını sorguluyor. Program, izleyicilere dört farklı aşk ve politika yorumu sunuyor.

İstanbul Modern, küratörlüğünü Paolo Colombo’nun üstlendiği "Aşk ve politika, sessiz bir perdeden" (Love and Politics, in a minor key) başlıklı 7.Video Programı’nda dört uluslararası sanatçının, Alessandro Pessoli (İtalya), Hiraki Sawa (Japonya), Boyd Webb (Yeni Zelanda) ve Saskia Olde Wolbers’in (Hollanda) çalışmalarını bir araya getiriyor. Calyon-Credit Agricole Group’un katkılarıyla 13 Aralık’ta başlayacak olan "Aşk ve politika, sessiz bir perdeden" başlıklı 7.Video Programı 6 Nisan 2008 tarihine dek sürecek.

Alessandro Pessoli, Hiraki Sawa, Boyd Webb ve Saskia Olde Wolbers’in video yapıtlarının yer aldığı program "aşk ve politika" temasını sorguluyor. Programın alt başlığı "sessiz bir perdeden"; çünkü söz konusu temalar, genellikle bu konularda alışık olduğumuzun tersine, debdebeli, gürültücü bir havayla değil, tam tersine, alçakgönüllü ve sessiz bir yaklaşımla ele alınıyorlar. Basit bir teknolojiyle ve az sayıda araç kullanılarak çekilen videolarda, her sanatçı, kendi çalışmasıyla izleyicilerde yüksek bir duygulanım yaratmayı amaçlıyor.

Programda yer alan videoların tümü de güçlü bir resim kalitesine sahip; Alessandro Pessoli her şeyden önce bir ressam ve Boyd Webb de en çok fotoğraflarıyla tanınıyor. Sanatçılar, hatasız bir yapısal, kurgusal ve anlatısal akış ile izleyicilere dört farklı aşk ve politika yorumu sunuyorlar: alışılmadık (Boyd Webb), heybetli (Hiraki Sawa), lirik (Saskia Olde Wolbers) ve nihayet derin bir şekilde duygusal (Alessandro Pessoli).

Aşk ve Politika video programı, Cihat Burak Retrospektifi’ne eşlik ediyor ve sanatçının karmaşık resimsel dünyasının görsel bir kontrpuanı işlevini görüyor.

ALESSANDRO PESSOLI

Alessandro Pessoli, Caligola (1998-2000) adlı yapıtında, Roma İmparatorluğu’nun düşüşünü ve halk gösterilerine, özellikle de atlara düşkün dalavereci ve zalim genç Hükümdar Caligula karakterini ima eden karanlık bir yeraltı dünyası yaratabilmek amacıyla, 4800 suluboyayı bir araya getirir. Pessoli’nin çalışmasında, cennet, cehennem, yaşam ve ölüm temalarını, sürekli olarak nabız gibi atan bir müzik eşliğinde keşfeden, Goya atmosferini andıran, bağlantısız ve birbirlerinden farklı vinyetler yer alır. Animasyonun resimsel ve dekoratif dokunuşu, izleyicileri ekrana ve sonuna kadar acı ve mücadeleyle dolu, baştan çıkarıcı ve başkalaştırıcı suluboyalara adeta çivilemeyi başarır.

Genel olarak suluboya ve yağlıboya teknikleriyle çalışan Alessandro Pessoli (Cervia, İtalya, 1963), Avrupa’da ve A.B.D’de, aralarında Londra Chisenhale Gallery (2005), Dallas Southern Methodist University Meadows Museum (2004) ve Roma’daki MAXXI’de (2003) gerçekleştirdiği sergilerin de bulunduğu birçok kişisel sergi açtı. Pessoli’nin yapıtı, bireyin psikolojisini ve bilinçaltının karanlık yönlerini araştırır. Bilinçaltının devinimlerinin görsel bir karşılığını ortaya çıkaran hızlı devinimlere olanak tanıyan suluboyayı temel aracı olarak kullanır.

HIRAKI SAWA

Mesken (2002) Londra’ya özgü sıradan bir tuğla duvarlı binadaki bir dairenin görüntüsüyle başlıyor. Bu dış çekimin hemen ardından, kamera merdivenlerden ilerliyor ve karşıdaki kapıdan içeri giriyor. Siyah-beyaz film, bir odadan diğerine uçan oyuncak uçakların görüntüleriyle yavaş yavaş dolan sıkışık bir alana odaklanıyor. Video, yaklaşmakta olan tehlike ve muhtemel bir kaza beklentisinden kaynaklanan askıda kalma duygusunu çok güçlü bir şekilde veriyor.

11 Eylül’den sonra, uçaklarla dolu gökyüzü imgesi uğursuz bir önsezi hissi taşımakta; Hiraki Sawa’nın videosu da, yavaşça uçan maket uçaklar tarafından ihlal edilen bir iç mekândaki aykırılığı gözler önüne sererek söz konusu hissin altını çiziyor. Mesken’in sahneleme anlayışı, izleyiciyi, hem klostrofobik hem de oyuncak uçakların ölçekleri dolayısıyla genişlemiş gibi görünen kapalı bir mekâna hapsediyor. Sanatçı, bu yapıtıyla, en mahrem sığınaklarımızda bile bize ulaşmayı başaran küresel dünyanın varlığını gösteriyor.

Hiraki Sawa (İshikawa, Japonya, 1977) halen Londra’da yaşıyor ve çalışıyor. Londra’daki Slade School of Fine Arts, University College’da heykel eğitimi alan sanatçı, aralarında 2003 yılındaki Lyon Bienali ve 2005 yılındaki Yokohama Trienali’nin de bulunduğu pek çok uluslararası sergiye katıldı. Sawa’nın yapıtı, göç ve küreselleşme temalarını ve bireyin bu olgulara yönelik tepkilerini araştırır. Yapıtları, günümüz video sanatçıları arasında ender bulunan ve uygulamadaki zarafetle ağırbaşlı bir ruhsallığın karışımı olan biçimsel bir yaklaşıma sahiptir.

BOYD WEBB

Hayward Gallery’de açılan ve sinema sanatının Londra’daki 100. yılını kutlayan Spellbound sergisi için sipariş edilmiş bir çalışma olan Aşk Hikâyesi (1996), bir sinemada karşılaşıp birbirlerine âşık olan iki patlamış mısır tohumunun ilişkisini anlatır: film deneyimini, bir sinema salonundaki en alakasız şeyin bakış açısından dile getirmektedir. İlk platonik bakışmalarından ve bir dizi tuhaf maceradan sonra, tohumlar en sonunda birbirlerine kavuşmayı başarırlar. Webb’in nesnelere antropomorfik nitelikler kazandırma konusundaki yatkınlığını çok açık bir şekilde gösteren ve son derece popüler olan bu film, aynı zamanda, sanatçının fotoğraf çalışmalarının büyüleyici ve rahatsız edici niteliklerinin de altını çiziyor.

Kurgulanmış fotoğraf "tür"ünün en eski uygulayıcılarından biri olan ve özellikle bu çalışmalarıyla tanınan Boyd Webb (Christchurch, Yeni Zelanda, 1947), aynı zamanda, yaşama yönelik gizemli yaklaşımıyla dikkat çeken 3 kısa film gerçekleştirmiştir: Boyd Webb’den Sahneler ve Şarkılar (1984); Aşk Hikâyesi (1996) ve At ve Köpek (2002).

SASKIA OLDE WOLBERS

Sanatçı videolarını gerçekleştirirken genellikle gazetelerde okuduğu gündelik hayattan haberlerden ve öykülerden ilham almaktadır. Bu tarz bir hikâyeyi çıkış noktası olarak kullanan sanatçı, bunun üzerine, dış sesle anlatılan karmaşık masallar inşa eder; kamera da bu sırada dolambaçlı bir şekilde, anlatılara eşlik eden görsel bir ritimle, hazırlanmış sahneleri incelemektedir. Hikâyelerinde canlandırılan ve yalnızca ses olarak temsil edilen kurmaca karakterler, günümüzün politika ve aşka yönelik eğilimlerinin ağına düşürülmüşlerdir ve insan ilişkilerinin dinamiklerini, umutlarını ve düzenbazlıklarını keşfederler.

Fragman’ın (2005) seti de, tüm videolarında olduğu gibi sanatçı tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Bu çalışmanın ne kadar uzun bir süreç olduğu, sanatçının, dilbilimsel açıdan hatasız ve edebiyatın önemli kısa hikâye örneklerinin gücüne sahip metinleri üzerinde çalıştığı aşırı uzun sürelerden de anlaşılmaktadır. Fragman anne babasının, 30’lu yıllarda, birlikte oynadıkları ilk filmlerinin çekimleri sırasında cengelde kaybolan yardımcı oyuncular olduklarını öğrenen bir adamın hikâyesini anlatıyor. Anlatıcı, zamanını, ikinci sınıf bir sinemada siyah-beyaz filmler izleyerek geçiriyor; anne babasını bir an bile olsa görebilmeyi ve bu unutulmuş hikâyeyle birlikte, ruhunun duygusal yıkıntılarını yeniden inşa etmeyi ümit ediyor.

2004 yılında, Londra’daki ICA’nın "Beck’s Futures Award" ödülünü kazanan sanatçı, Saskia Olde Wolbers (Breda, Hollanda, 1971) halen Londra’da yaşıyor ve çalışıyor.